Soya proteini genellikle çeşitli gıdalarda bulunur. Birçok insan eti onunla değiştirmeyi tercih eder. Son zamanlarda, bu ürünün yararları ve zararları giderek daha fazla tartışılmaktadır.
Soya Proteini Faydaları
Koşullu olarak ideal proteini (ürünün biyolojik ve besin değerinin optimal oranı) düşünürsek, buğday proteini 100 üzerinden 58 puan, inek sütü - 71, soya fasulyesi - 69. Soya proteini mükemmel bir kombinasyonda not edilebilir amino asitler.
Gerçekten de soya fasulyesi sadece besin ve faydalı maddelerde değil, aynı zamanda tıbbi olarak da faydalıdır. Örneğin soya, fitik asitler, genestein, izoflavonoidler içerir. İzoflavonoidlerin yapısal olarak östrojenlere benzeyen özel bileşikler olduğuna dikkat edilmelidir. Hormona bağlı kanserlerin gelişimini etkili bir şekilde önlerler. Buna karşılık genestein, birçok kardiyovasküler ve onkolojik hastalığın gelişimini erken evrelerde engelleyebilen bir maddedir.
Fitik asitler, iyi huylu tümörlerin büyümesini güvenilir bir şekilde engeller.
Soya bazlı ürünler birçok hastalığın (hayvansal protein alerjileri, şeker hastalığı, kolelitiazis, böbrek taşları, karaciğer hastalıkları ve diğer rahatsızlıklar) tedavisi ve önlenmesi için önerilmektedir.
Soya proteinindeki en önemli ve faydalı bileşenlerden biri soya lesitinidir.
Kolin ve lesitin, insan vücudunun gelişiminde ve durumunda çok önemli bir rol oynar.
Bu maddeler sinir dokusu ve beyin hücrelerinin restorasyonunda ve onarımında rol oynar. Hareket, cinsel işlev, tanıma, hafıza, öğrenme, konsantrasyon, planlama, düşünme gibi işlevlerden sorumludurlar. Ayrıca kan kolesterol seviyelerini düzenler ve yağların metabolizmasına yardımcı olurlar. Uzmanlar bu maddelerin yardımıyla şu hastalıkları tedavi ederler: erken yaşlanma, hafıza sorunları, damar sertliği, glokom, kas distrofisi, karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, şeker hastalığı, Parkinson ve Huntington hastalıkları.
Soya proteini zararı
Bazı uzmanlar, soya proteininin beyin küçülmesine yol açtığını iddia ediyor. Bu teori belgelenmiş araştırmalarla desteklenmektedir. Bu gerçek, soya ürünlerinin fitoöstrojenler içermesi ile açıklanmaktadır. Ana bileşenleri izoflavonlardır. Bunlar yapı olarak memeli cinsiyet hormonlarına benzer maddelerdir. Bu nedenle, Dr. White, beyin hücrelerinde gerekli reseptörler için esas olarak doğal östrojenlerle rekabet eden bu maddeler olduğuna inanmaktadır.
Honolulu'da epidemiyolojik çalışmalar soya fitoöstrojenlerinin sıklıkla vasküler bunama ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, steroidlerin merkezi sinir sistemindeki nihai rolü henüz netlik kazanmamıştır.
