Soya sosu, Asya mutfağının önemli bir parçasıdır. Bu düşük kalorili ürün, hemen hemen tüm beslenme uzmanları tarafından tavsiye edilir, çünkü aynı anda tuz, mayonez, baharat, yağ yerine geçer ve kolesterol içermez.
Soya sosu yapma teknolojisi, birkaç bin yıldır pratikte değişmedi. Suda kaynatılan veya buğulanan soya fasulyesi, buğday veya arpa tanelerinden yapılan un ile karıştırılır, tuz ilave edilir ve mayalanmaya bırakılır. Sos yeterince uzun süre olgunlaşır - bu işlem en az 40 gün sürer ve bazen soya sosunun istenen duruma gelmesi birkaç yıl alabilir.
Soya sosu çeşitli yemekler hazırlamak için kullanılır - marine edilmiş et ve salatalara eklenir, balık ve tavukla baharatlanır. Ayrıca soya sosu, suşi ve rulo gibi popüler Japon yemeklerinin vazgeçilmez bir özelliğidir.
Soya sosunun faydalı özellikleri:
- Soya sosu, içerdiği protein miktarı açısından pratik olarak etle eşdeğerdir.
- Soya sosu çok çeşitli vitaminler, mineraller ve amino asitler içerir.
- Yüksek glutamin içeriği nedeniyle soya sosu, fazla çaba harcamadan tuz kullanımını tamamen ortadan kaldırmanıza olanak tanır.
- Soya sosu harika bir antioksidandır. Serbest radikallerin etkisini nötralize ederek kanserli tümörlerin gelişme riskini azaltır.
- Kan dolaşımını iyileştirir ve yaşlanma sürecini yavaşlatır.
Soya sosu tüketilmesi tavsiye edilir:
- hayvansal proteinlere gıda alerjisi olan kişiler;
- kardiyovasküler sistem hastalıkları olan kişiler (ateroskleroz, hipertansiyon, felç ve kalp krizinden iyileşme, koroner kalp hastalığı);
- fazla kilolu olmakla ilgili sorunları olan insanlar;
- şeker hastaları;
- kas-iskelet sistemi patolojileri olan insanlar (artroz ve artrit);
- kronik kolesistit ve kalıcı kabızlıktan muzdarip insanlar.
Listelenen iyileştirici özelliklere yalnızca, doğal fermantasyon ile zaman içinde test edilmiş geleneksel tarife göre yapılan soya sosu sahiptir. Kimyasal olarak hazırlanmış soya sosunun insan vücudunun işlevleri üzerinde herhangi bir yararlı etkisi yoktur.
